Can Yücel. Hem ben sana bir şey söyleyeyim mi: ben aslında seni görmek filan değil, düpedüz seni istiyorum. Can Yücel. Bir hayli kırgınım. Beni anlamadığın kelimelerin, aslında her şeyi anlatıyor oluşlarına kırgınım. Can Yücel. Aşkta bırakmak üzerine sözler. Gitmek istiyorsa, bırakacaksın.
HAYALET’ Bazen hayatımdaki her şeyi bırakıp gitmek istiyorum Nereye olduğunun bir önemi yok sanırımHer yol ayrımında bırakmak istiyorum beyin hücrelerime nüfuz etmiş dertlerimi,sıkıntılarımı belki derinlere gömdüğüm beni bırakmak istiyorum arkamda.Yeni umutlarım olsun istiyorum, yeni hayallerimin olsun beni uzak ufuklara taşıyanDünyanın bir diğer
Yarına "sevgililer günü" diyorlar. Oysa ben, yarına Defne'nin yuvasından fikir (ç)alarak, sevgi günü demek istiyorum. Elde kim varsa, kim tüm art niyetlerden ve fesatlıktan uzak olarak sevgi doluysa onu sevmek ve bunu kutlamak. Sevdiklerini unutmamak, onları yok saymamak, her daim yanlarında olmak.
Bir tarafım her şeyi bırakıp gitmek istiyordu, yeni bir yasam kurmak, yeni yerler görmek keşfetmek, bir tarafımsa “mevcut haline şükret, daha ne istiyorsun” diyordu. 8
bütün mikroplarımı, beni hasta eden, üzen, ağlatan her insanı döndüğümde de hiç görmemek üzere arkamda bırakıp gitmek istiyorum. çok erkeksi olacak ama "s.kimden aşaaa, kasımpaşa" vazgectim, kendime acıyasım değil, kendi kendime bi güzel sövesim varmış benim.
Vay Tiền Nhanh.
More you might like layfmacun Sevmediğim insanlara yapmak istediğim. Source layfmacun sevebilirimm Hiç bilmediğim bir trene binip, Hiç bilmediğim bir yere gitmek başlamak istiyorum bir yaprak gibi savrulmaktan ey rüzgâr,Esme artık. manyakmisali Kimsenin hayatı beni ilgilendirmiyor, benimki de sizi ilgilendirmesin. muckthesystem Berbat hissettirip iyi olmanı isterler. İnsanlar insanı kendisinden nefret ettirebilir. hoeduss Gece seni bir yıldız beklemiş ve sen sabaha kadar göğe bakmamışsın
özellikle insanın kendini en dibe vurmuş hissettiği, artık idealini gerçekleştirecek gücünün kalmadığı, ne kadar çabalarsa çabalasın düzlüğe çıkşının olmadığını hissettiği melankoli anlarında tüm eş, dost , akraba ilişkilerini bir kenara atarak bilmediği, görmediği başka bir yerde yeniden yaşama tutunma isteği tavan yaptığı anlarda ihtiyaç duyulur. bunu herkes hayatının bir kısmında düşünür ama gerçekleştiren azdır yinede.. istemekle kalmadım; bir kere yaptım bunu.. herşeyi donacakmış gibi düşündüm, döndüğümde herşey aynı olacaktı nasıl olsa..bıraktığım yerden devam edebilecektim.. bir süreliğine kafamı dinlerim, yeni insanlarla tanışırım , yeni yerler görürüm diye..dünyanın bilmem neresinde açan çiçeğe yada okyanustaki balık çeşitliliğe merakımdan olsa iyi..kendimden bile uzaklaşmak için..o derece.. öyle bunalmıştım ki..bir fırsat da geçmişken elime bırakıp gideyim bir süreliğine hayatımı dedim..en sevdiklerimi bile bir kenara koyup..bambaşka bir hayat yaşadım kısa da olsa..çok şey biriktirdim, çok güzel şeyler de oldu; çok acayip şeyler de oldu kendimi sınayacağım..yeni şeyler öğrendim, her yerde bir tanıdığım oldu üstelik, bir sonra ki "çekip gidişimde" kapısını çalabileceğim onlarca insan..herşey iyiydi.. sonra bir gün telefonum çaldı..ertesi gün bambaşka olarak döndüm..hiçbirşey düşündüğüm gibi olmadı..bıraktığım yerden değil; eksilenlerle devam ettim "yeni" hayatıma.. anladım ki, çekip giderken düşündüklerinle bir olmuyormuş "döndüğünde" yaşayacakların.. bazen , hep gidesimiz geliyor ya hani, hep uzaklarda daha mutlu olacağımıza inanıyoruz da gidiyoruz ya.. aslında insan ait olduğu yerde bulabiliyormuş mutluluğu..ait olduğu yere döndüğünde sevdikleri yanında "olamayınca" da , işte o zaman dünyanın neresine giderse gitsin; nereye kaçmak isterse istesin; çaresizliğini de yanında götürüyormuş.. hep göremediğimizden, kanaat etmediğimizden oluyormuş bu asilik, bu gitme merakı.. illa ki gidilecekse de "herşeyi bırakıp gitmeden" gidilebilmeliymiş..kızgın değil, öfkeli değil; gitmek için, sevdiklerini ve hayatını bırakmadan, küsmeden gitmeliymiş insan.. şimdi nereye gidersem gideyim, kızgın gidemiyorum birşeylere küsüp, kırılıp..daha fazla kaybetmek istemediğimden..daha fazlası da olur mu bilmediğimden.. sadece açan çiçekler ve yüzen balıklara bakıp, kaybettiklerimi içimde yaşatıyorum... herşeyi bırakıp gitmeyi ne zaman denesen,bırakıp gitmek istediiğin sorunlardan uzaklaşırken yenilerini eklersin yaşamına...herşeyi bırakıp gitmeyi bir kez başarırsan herzaman bırakıp gitmeyi tercih eder oluyorsun..ki bu kolayıdır,kalıp yüzleşmek,başarmak,alışmak,sevmek,yaşamaktır zor olanı... herşeyi bırakıp gitmek,sonra gittiğin yerde yeniden herşeyi bırakıp gitmek,sonra bir daha herşeyi bırakıp gitmek olarak devem eden kısır döngü... yarım kalıyor tüm başladıkların..yine gidersin ve bilirsin ki bu gidişten sonra da gitmelerin olucak... bir kez öğrendin gitmeyi,kalıp savaşmayı öğrenemedin ne yazık... yolunda gitmeyen hayatın kendi kendine söylenesi daha cok olan anlamlı söz..kendimde şu an aynı psikolojinin içerisindeyim..herşeyi herkesi bırakıp gitmek istiyorum.. bu koca i̇stanbul bana bu aralar hiç bir anlam ifade sahil kenarı ne de güzel manzaları...o kdr çok sevdiğim istanbul gözümde küçülüyor.. canımı acıtıyor artık kız kulesi canımı acıtıyor artık gizemi karmaşası...içimden söylüyorum herşeyi bırakıp gitmeyi,içimden hayıflanıyorum... bu kadar çok istanbulu seven biri olarak ne diyorum beni bu şehirden soğutan... kendi sorularıma kendim cevap veremiyorum...gün ve gün bildiklerimi unutuyorum...gün gün eriyorum..ardımda herşeyi bırakıp gidemiyorum istiyorum ama gidemiyorum.. metrobüste ön kapının yanında, şoförün hemen sağ tarafında dikildiğim zamanlardan birinde, içimden böyle bırakıp gitme isteği gelmiş herşeyi, lanet okuyorum herşeye içimden, sonra şoför sanki söylediklerimi duymuş gibi bir an için anlamsız bi bakış atıyor bana, sonra ulan bu adamda bütün gün aynı şeyi yapıyor, git gel, dümdüz aynı yolda diye düşünüyorum, aklıma birden bi fikir geliyor, kulağına eğiliyorum şoförünaynı zamanda kaptan, kaptan gidelim buralardan, herşeyi bırakalım diyorum, tekrar geri çekilerek bir daha bakıyor bana, hiç bişey söylemeden, senden de bi halt olmaz diyorum kaptana, gaza mı geliyor o an da yoksa o da mı sıkılmış herşeyden, o da mı gitmek istiyor herşeyi bırakıp, kırıyor direksiyonu diğer şeride doğru, koparıyor bariyerlerdeki telleri giriyor ana yola, otobüsteki diğer insanlar huysuzlanmaya başlıyor, onunsa aldırdığı yok hiçbirşeye artık, gördün mü bak diyor kaptan, gidiyorum ulan buralardan, yettiniz ulan, indiriyor herkesi otobüsten, bırakın ulan gidiyorum diyor. ve trafikte kaybolup gidiyor uzaklara....sonra bi ses duyuyorum yankılanıyor kulaklarımda, çok yakından biri konuşuyor -arkadaşım arkaya ilerler misin, arkalar boş, arkaya ilerleyelim.... hass...kaptan senden bi halt olmaz diyorum içimden bu sefer.. çekip gidesim var buralardan.. duramıyorum artık. boğuyor bu şehir beni. her yerde bir yaşanmışlık, kokusu sinmiş odalara. yatağım artık en sevdiğim yer. uyuyarak geçiriyorum tüm vaktimi. gecem gündüzüm bir oldu. nefes alırken bile isteksizim. her yerde izmaritler, şişeler. çok dağıttım ben. zaman geçsin diye. içerek bir kaç saatliğine unutuyorum seni, bu şehri, evimi, nerde olduğumu. işte o zaman görebiliyorum mutluluğu gözlerim açıkken bir tek. ama dedim ya bir kaç saatliğine her biri. saatlerle elde edilmiyor bir hayatı geri kazanmak. yok istanbul, sen benimle başa çıkarsın da ben seninle çıkamam. ben pes ediyorum, buruk, yıkık, ne dersen, nasıl tatmin olursan öyleyim, yendin beni tamam.. ben gidiyorum istanbul, yalnızlığım yanımda yolculuk arkadaşım, sensiz bir yere. mutlu ol artık.. her şeyi bırakıp gitmek istemek.... yazıldığı kadar kolay mıdır acaba? bilmiyorum ama şu an buna çok ihtiyacım var onu biliyorum, her şey gitmemem için sanki. lakin kalmak istemiyorum, gitmek istiyorum uzaklara hem de çok uzaklara... an itibari ile bu havada gidilmez çalıyor mp3 playerımda bu işaret mi bilmiyorum ama ilk defa gitmeyi bu kadar çok istiyorum.. güçsüzüm bu sefer, mücadele edecek gücüm kalmadı... her gece tekrarlanan bir intihar biçimi olan içmeyi uyguluyorum şu sıralar.. her sabah daha mutsuz uyanıyorum... bahar geldi oysaki cıvıl cıvıl olma vaktim gelmiş, geçiyor bile... o mutlu görünen ama mutsuz olan çocuk ağlıyor bir köşesinde, bilmiyorum neden bu duruma düştüm, "sakın ha gitme" diyor ısrarla nazan'ım... bilemiyorum ki.. her şeyden uzaklaşmak bir nebze iyi gelir diyorum kendime, insanlardan uzaklaşmak, sözlükten, olmayan sevgiliden uzaklaşmak ya da aileden uzaklaşmak... fotoğraf makinemi elime alıp çıkmak istiyorum yola, umutsuzluğun resmini, ben gibi olan insanların mimiklerini çekmek, uçan kuşların, masmavi bulutların görkemini çekmek istiyorum... unuttur mu bunlar acaba beni ? kendimden bile kaçmam gerektiğini biliyorum kimi zaman... büyük aşklar yolculuklarda başlar derler hep kim bilir belki bulurum he? bu yalnızca sevgiliye olan aşk değil elbette... aslında gitmeyi çok istiyrorum ama gidemiyorum.... bir şeyi çok isteyip onun için çaba göstermemek gibi, devrik cümlelerimin öznesi her şeyi bırakıp gitmek... işte böyle çok istiyorum ama cesaret edemiyorum kim bilir, yorgunumdur.. ya da bu da bir bahanemdir gitmemeye... bugünlerde herkes gitmek istiyor. küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara... hayatından memnun olan yok. kiminle konuşsam aynı şey... her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği. öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok. bir kendisi... bu yeter zaten. her şeyi, herkesi götürdün demektir. keşke kendini bırakıp gidebilse insan.. defol git be bi kere de! hayattan bıkmak. yaşamanın senin için hiç bir anlamının olmadığını anladığın an yapmak istediğin tek şey. aslında her şeyi bırakıp gitmek kolaydır ama bir kez gidip döndükten sonra gitme isteği daha da artar artık durmak istemezsiniz hiç bir yerde. belki de en iyisi hiç gitmemektir diye düşündürür insanı bu vaziyet. -biliyomusun salih abi bazen bu hayatta her şeyi bırakıp gitmek istiyorum +lan yine osurup kaçarsan üşenmem kovalarım bu defa! -haydaa ! yılmaz odabaşı'nın onur akın yorumuyla şahlanan dizeleri, bu duyguyu ne de güzel tarif etmektedir. kendimin ellerinden tutunca, içimden nehirler gibi akmak geliyor; yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor. geberesiye içip salaş meyhanelerde, buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor bkz koşarak kaçmak/4589647 bu cümledeki "her şey" kelimesi kilit kelime aslında bırakıp giderken bıraktıklarınızın hala "her şey" olduğunu düşünüyorsanız kafa olarak tam hazır değilsiniz demektir. ne zaman bıraktıklarınızın "her şey" değil de "hiçbir şey" olduğunu anladınız, olmuşsunuz siz. bi yere gitmenize bile gerek yok aslında. ulan eminim bu istek ilk insandan beri var. adam daha tekerleği icat etmemiş, herşeyi bırakıp gitmek istiyorum yeaaa tribine giriyor. bu geyik kıyamete dek bitmeyecek lakin gidemeyeceğiniz aşikar. doğrucu davut istanbuldan bildirdi.
Posts ' .... Archive The URL you requested could not be found.
Daha Fazlasını YükleDaha Fazlasını Yükle1 mekan güncellendi 1 mekan Florya Sütiş dahil22 mekan güncellendi 22 mekan Meatlounge Steakhouse, Çanakkale Kordon, Big Chefs, Starbucks dahil"You have wait very long time for the food. There was no English menu and the person who can speak English. There was no wifi in the restaurant. Is not needed to go there"Pizza Bratislava, is nothing to good. Pizza was burned and not good tasty. Service was very bad and waiter was rude. You have wait very long time for the food. There was no English menu"Pizza Bratislava, konumu ve yeşili ile güzel bir otel. Yemekler gerçekten kaliteli verilen içkiler de kaliteli. 5 yıldızlı bir tatil mekanı. Personel inanılmaz güler güzlü. Animasyon süper. Kesinlikle gidin""Tek kelime ile berbat ötesi bir yer resimlere aldanıp sakın gitmeyin işletme iğrenç ötesi kahvaltı ve odalar çok kötü verdiğiniz paraya yazık biz çok pişman olduk""Beklentileri karşılayan bir yer. Çok lüks merakınız varsa geceliği 400-500 tl olan otellere gideceksiniz. Otel hakkında haketmeyen kötü yorumlar yapılmış. Güzel ve keyifli bir yer."Tatil Köyü Datça,
ben aslında herşeyi bırakıp tatile gitmek istiyorum